16 Mayıs 2011 Pazartesi

MEVLANA DA İNSAN


 MEVLANA DA İNSAN
Mevlana’ya göre Yüce Tanrı, kendi sanat ve sıfatını göstermek isteyince dünyayı yarattı. Kendi
zatını göstermek isteyince de Adem’i yarattı(Eflaki II:103).

Hiç şüphe yoktur ki; Adem oğlu, aşağının aşağısının aşağısı bir bedenle, yücenin yücesinin
yücesi bir candan meydana gelmiştir. Yüce Hak, en üstün kudretiyle bu iki zıddı birleştirmiştir. O yüce
candan yüzlerce, yüz binlerce hikmet meydana gelir. Bu yoğun bedenden de yüz binlerce karanlık
pusu yeri meydana gelir. Bundan dolayı da Yüce Tanrı “Gerçekten Ben, topraktan insanı yarattım,
sonra da onun yaratılışını tamamlayıp kemale getirince ruhumdan ruh üfürdüm ona; meleklere de
hemen secdeye kapanın ona karşı” buyurmuştur(Mektuplar:143). İşte bu yüzden Tasavvufta olduğu
gibi Mevlana’da da insan kutsal bir varlıktır.
Mevlana “mümin müminin aynasıdır” sözünü şöyle açıkladı: “Tanrı’nın adlarından birisi de
mümindir. İman eden kul da mümindir. “Mümin müminin aynasıdır” demek, “Tanrı onda o aynada
tecelli etti” demektir. Yani ayna gibi olan mümin kulda, mümin olan Tanrı tecelli ediyor demektir
Tanrı’yı görmek istiyorsan, gel aynaya bak da onu gör(Eflaki II: 78).

Mevlana’nın hocası şems, bir seyahati esnasında bir adama rastladı. Bu adam genç bir çocuk
görse bunu seyretmekten kendisini alamıyordu. Bunun üzerine Şems ona “Hey bu ne haldir?” diye
sordu. Adam buna şu cevabı verdi: “ Güzellerin yüzü ayna gibidir. Ben Tanrı’yı o aynada gözlüyorum.”
dedi. Şems buna karşılık: “Ey ahmak, madem ki, Tanrı’yı su ve toprak aynasında görüyorsun, niçin
can ve gönül aynasına bakıp da kendini aramıyorsun” dedi. ( Eflaki II, 206).

Mevlana, insanın kutsallığını bir başka şekilde şöyle ifade etmiştir: “Dağ, taş, su, ateş, yel bile
insana secde etmededir. Birkaç lüzumsuz münafık secde etmemiş noksan mı gelir insana”(Fihi
Mafih:226).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder